Ah be anne..Taşa oturma karnın ağırır diyeceğine aşık olma kızım kalbin acır deseydin keşke.
Boşver umursama ,çünkü hayat seni değil sen hayatı üzmelisin !İşte bu yüzden bazen altını çizdiklerinin üstünü çizebilmelisin.
İnsan acı çekerek olgunlaşırmış derler, yalan be !Önce kalbin kırılır ,sonra çürümeye başlarsın.
Bazen bir umuttur yalnızlık,bazı şeyleri paylaşamamaktı belki ,gözler yaralı bir serçeye dalıp giderken ağlayan bir buluttu belki de ,belki belkilerle dolu bir hayattı bu.
İnsan çok üzgün olduğu zaman dertlerini paylaşmak için gün batımını bekler .Güneş batarken insanın dertlerini de alıp götürür derinliklere ve ardından yıldızlar çıkar sahneye ,sessizlik ve hüzün yol almaya başlar dümende yalnızlık.
Bu hayat bana insanların gülemediği için ağladığını ,susamadığı için konuştuğunu ölemediği için yaşadığını öğretti. Bob Marley
Unutmayacağım iki şey var bu hayatta biri gözlerime derinden baktığın an ,ikincisi gözlerimden yaş olup aktığın an .
Herkesin sol yanı acıyormuş benimde başımın üstü,hak etmeyen bir sürü insanı orada taşıdığımdan olsa gerek.
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme .İşte orası kaderin değişeceği noktadır.
Çaresiz kaldığım zamanlarda gider bir taş ustası bulur onu seyrederim.Adam belki yüz defa vurur taşa ama değil kırmak küçücük bir çatlak dahi olmaz onda .Sonra birden yüz birinci vuruşta taş ortadan ikiye ayrılır. İşte o zaman anlarım ki taşı parçalayan o son vuruşu değil ,ondan öncekilerdir.
Sen sen ol üzgün iken cevap ,mutlu iken söz ,sinirli iken karar verme .
Bazen insan sabah akşam konuşacağı ,onunla saçma sapan fotoğraflar çekileceği,birlikte gezip birlikte yemek hazırlayacağı,onun yanında kendini mutlu ve huzurlu hissedeceği birini istiyor.
Dünyanın en sessiz yaraları aşk yaralarıdır .Belki de yaralandığı yerden kan akmaz ama insanın içine damlayan yaralardan daha çok acıtır.
Sen benim hiçbir şeyimsin yabancı bir şarkı gibi yarım,yağmurlu bir ağaç gibi ıslak ,hiç kimse misin bilmem ki nesin ,uykumun arasında çağırdığım ,çocukluk sesinle ağlayarak sen benim hiç bir şeyimsin.
Üzülme ! Bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için olmuyordur ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur .
Can acısı çabuk geçer de gönül acısı ağır gelir insana ,el acısı çabuk unutulur da dil acısı uzun süre yakar insanın canını.
Sırtından vurana kızma ona güvenip arkanı dönen sensin,arkandan konuşana darılma onu insan yerine koyan yine sensin.
Beni üzgün görmezsin ,çünkü buna değmezsin .Aşk önünde beklenilmez yar hızlı geçer görmezsin .Toz dumandan ölmezsin ,bir gider ki fark edilmez yar.
Boş yere canı yanmaz insanın ya bir eksiklik vardır geleceğe dair ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.
Boşver umursama ,çünkü hayat seni değil sen hayatı üzmelisin !İşte bu yüzden bazen altını çizdiklerinin üstünü çizebilmelisin.
İnsan acı çekerek olgunlaşırmış derler, yalan be !Önce kalbin kırılır ,sonra çürümeye başlarsın.
Bazen bir umuttur yalnızlık,bazı şeyleri paylaşamamaktı belki ,gözler yaralı bir serçeye dalıp giderken ağlayan bir buluttu belki de ,belki belkilerle dolu bir hayattı bu.
İnsan çok üzgün olduğu zaman dertlerini paylaşmak için gün batımını bekler .Güneş batarken insanın dertlerini de alıp götürür derinliklere ve ardından yıldızlar çıkar sahneye ,sessizlik ve hüzün yol almaya başlar dümende yalnızlık.
Bu hayat bana insanların gülemediği için ağladığını ,susamadığı için konuştuğunu ölemediği için yaşadığını öğretti. Bob Marley
Unutmayacağım iki şey var bu hayatta biri gözlerime derinden baktığın an ,ikincisi gözlerimden yaş olup aktığın an .
Herkesin sol yanı acıyormuş benimde başımın üstü,hak etmeyen bir sürü insanı orada taşıdığımdan olsa gerek.
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme .İşte orası kaderin değişeceği noktadır.
Çaresiz kaldığım zamanlarda gider bir taş ustası bulur onu seyrederim.Adam belki yüz defa vurur taşa ama değil kırmak küçücük bir çatlak dahi olmaz onda .Sonra birden yüz birinci vuruşta taş ortadan ikiye ayrılır. İşte o zaman anlarım ki taşı parçalayan o son vuruşu değil ,ondan öncekilerdir.
Sen sen ol üzgün iken cevap ,mutlu iken söz ,sinirli iken karar verme .
Bazen insan sabah akşam konuşacağı ,onunla saçma sapan fotoğraflar çekileceği,birlikte gezip birlikte yemek hazırlayacağı,onun yanında kendini mutlu ve huzurlu hissedeceği birini istiyor.
Dünyanın en sessiz yaraları aşk yaralarıdır .Belki de yaralandığı yerden kan akmaz ama insanın içine damlayan yaralardan daha çok acıtır.
Sen benim hiçbir şeyimsin yabancı bir şarkı gibi yarım,yağmurlu bir ağaç gibi ıslak ,hiç kimse misin bilmem ki nesin ,uykumun arasında çağırdığım ,çocukluk sesinle ağlayarak sen benim hiç bir şeyimsin.
Üzülme ! Bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için olmuyordur ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur .
Can acısı çabuk geçer de gönül acısı ağır gelir insana ,el acısı çabuk unutulur da dil acısı uzun süre yakar insanın canını.
Sırtından vurana kızma ona güvenip arkanı dönen sensin,arkandan konuşana darılma onu insan yerine koyan yine sensin.
Beni üzgün görmezsin ,çünkü buna değmezsin .Aşk önünde beklenilmez yar hızlı geçer görmezsin .Toz dumandan ölmezsin ,bir gider ki fark edilmez yar.
Boş yere canı yanmaz insanın ya bir eksiklik vardır geleceğe dair ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.
üzgün sözler, üzgün laflar, üzgün olmakla ilgili sözler
Bu Sözleri Paylaş
0 Yorum